SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar

iMAN BAHSİ

<< 126 >>

DEVAM: 57- ŞANI YÜCE ALLAH'IN GÜÇ YETİRİLEMEYEN ŞEYLE MÜKELLEF TUTMADIĞINI BEYAN BABI

 

200 - (126) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة وأبو كريب وإسحاق بن إبراهيم واللفظ لأبي بكر. (قال إسحاق: أخبرنا. وقال الآخران حدثنا) وكيع عن سفيان، عن آدم بن سليمان، مولى خالد؛ قال: سمعت سعيد بن جبير يحدث عن ابن عباس قال لما نزلت هذه الآية: {وإن تبدوا ما في أنفسكم أو تخفوه يحاسبكم به الله} [2/ البقرة/ آية 284] قال، دخل قلوبهم منها شيء لم يدخل قلوبهم من شيء. فقال النبي صلى الله عليه وسلم "قولوا: سمعنا وأطعنا وسلمنا" قال، فألقى الله الإيمان في قلوبهم. فأنزل الله تعالى: لا يكلف الله نفسا إلا وسعها لها ما كسبت وعليها ما اكتسبت ربنا لا تؤاخذنا إن نسينا أو أخطأنا (قال: قد فعلت) ربنا ولا تحمل علينا إصرا كما حملته على الذين من قبلنا (قال: قد فعلت) واغفر لنا وارحمنا أنت مولانا (قال: قد فعلت) [2/ البقرة/ آية-286].

 

[:-326-:] Bize Ebu Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebu Kureyb ve İshâk b. İbrahim rivayet ettiler. Lâfız Ebu Bekir'indir. İshâk (Bize haber verdi) tâbirini kullandı. Ötekiler: Bize Vekî, Süfyan'dan, o da Hâlid'in âzadlısı Âdem b. Süleyman'dan, naklen rivayet etti; dediler. Âdem şöyle demiş: Said b. Cübeyr'i, İbni Abbas'dan naklen rivayet ederken dinledim, İbn Abbas dedi ki:

 

Şu: "İçinizdekini açıklasanız da, gizleseniz de, Allah onunla sizi hesaba çeker. " (Bakara, 284) ayeti nazil olunca bu ayet'ten dolayı kalplerine hiçbir şeyden dolayı girmemiş şeyler girdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'de: "Dinledik, itaat ettik ve teslim olduk" deyiniz, buyurdu.

(İbn Abbas) dedi ki: Allah imanı kalplerine yerleştirdi, sonra yüce Allah şu buyruğunu indirdi: "Allah hiçbir kimseye gücünün yeteceğinden başkasını yüklemez. (Herkesin) kazandığı (iyilik) kendisine, yaptığı (kötülük) de onun aleyhinedir. Rabbimiz unuttuk yahut yanıldıysak bizi sorguya çekme. " Yüce Allah: Ben de yaptım, buyurdu. "Bize mağfiret buyur ve bize merhamet eyle, sensin bizim mevlamız" (Bakara, 286) (dediler),Yüce Allah da: Ben de yaptım, buyurdu.

 

Diğer tahric: Tirmizi, 2992; Tuhfetu'l-Eşraf, 5434

 

DAVUDOĞLU ŞERHİ İÇİN buraya tıklayın

 

NEVEVİ ŞERHİ 131. sayfa’da 337 nolu hadiste